HAKARET NEDİR
Hakaret; bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığının rencide edilmesi; söz konusu değerlere saldırılmasıdır. Hakaret suçuna ve bu suçun daha az veya daha fazla cezayı gerektiren hallerine http://taplink.cc/eryigithukukburosu Türk Ceza Kanununun şerefe karşı suçlar bölümünde genişçe yer verilmiştir.
HAKARET SUÇU NASIL İŞLENİR
Hakaret suçundan bahsedilebilmesi için bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılması gerekir. Görüldüğü üzere, hakaret suçunu meydana getiren sözlerinin kapsamını belirlemek mümkün değildir. Ancak sövmenin bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına doğrudan bir saldırı niteliğinde olduğunu belirtmek mümkündür. Aşağıda yer verdiğimiz Yargıtay kararlarında hangi sözlerin hakaret kapsamında olduğu hangi sözlerin ise hakaret olarakhttp://taplink.cc/eryigithukukburosu nitelendirilmeyeceği üzerinde durulmuştur.
Hakaret içeren sözlerin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde de hakaret suçu meydana gelecektir. Bir başka anlatımla, telefonla arayarak veya SMS mesajı göndermek suretiyle bir kimseye hakaret edilmesi halinde de hakaret suçu meydana gelecektir.
İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. Söz gelimi, bir kamu görevlisinin yedindeki malları zimmetine geçirdiği iddia edilmesi halinde söz konusu bu iddia ispat edilememesi halinde hakaret suçu meydana gelecektir. Ancak kamu görevlisinin zimmet suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde artık hakaret suçundan söz edilemeyecektir. Zira isnat edilen ve suç oluşturan fiil ispat edilmiş olmaktadır. Burada bir başka hususun daha üzerinde durulması gerekir. Hırsızlık suçundan hüküm giymiş ve cezası infaz edilmiş bir şahsa sürekli olarak hırsız denilmesi hakaret suçunu meydana getirecektir.
GIYAPTA HAKARET SUÇU (TCK M.125)
Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Mağdurun gıyabında hakaretten anlaşılması gereken hakaret içeren sözlerin mağdurun yokluğunda söylenmesidir. Bir başka anlatımla, hakaret içeren sözlerin doğrudan mağdurun yüzüne karşı söylenmemesidir. Gıyapta hakaret suçunun işlenebilmesi için fiilin en az üç kişiye ihtilat ederek işlenmesi gerekir. İhtilat; sözlükteki anlamı itibari ile “karşılaşıp görüşme” anlamına gelmektedir. En az üç kişi ile ihtilat edilerek işlenmesinden anlaşılması gereken en az üç kişinin yanında mağdura karşı hakaret içeren sözlerin ifade edilmesidir.. Söz konusu kişilerin bir arada bulunması da gerekmez. Ancak failin, hakaret içeren sözleri ifade edenin, fiili en az üç kişiye ihtilat ederek işlediğinin bilincinde olması gerekir. Örneğin, failin hakaret içeren sözlerini söylemesi sırasında evin diğer odasında bulunan şahısların bu sözleri işitmesi halinde fiilin en az üç kişiye ihtilat edilerek işlendiği söylenemez. Zira fail diğer odadaki şahısların varlığından haberdar değildir. Mesaj yolu ile gıyapta hakaret suçunun işlenebilmesi için mesajın en az üç kişiye yollanması gerekir. Fail üçten fazla kişinin bulunduğu, mağdurun bulunmadığı bir Whatsapp grubunda hakaret içeren sözleri paylaşması halinde de gıyapta hakaret suçunun işlendiği kabul edilmelidir.
KİŞİNİN HATIRASINA HAKARET (TCK M.130)
Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Yani ölmüş bir şahsa karşı hakaret edilmesi halinde de hakaret suçunun varlığından söz edilebilir. Ancak bu halde fiilin üç kişiye ihtilat edilerek gerçekleştirilmesi gerekir.
Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır. Burada kişinin hatırasına hakaret suçu bakımından daha ağır cezayı gerektiren halin varlığı söz konusudur. Alenen işlenmesi halinde daha ağır ceza verilecektir.
Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Tahkir edici fiillerden anlaşılması gereken onur kırıcı davranışlardır. Örneğin ölenin mezarının üzerine dışkı bırakılması bu nitelikte bir davranıştır. Ölünün ceset ve kemiklerini almak ise doğrudan ceza gerektiren bir davranıştır. Tahkir edici nitelikte olması aranmamış, ölenin kemik veya cesedini almak doğrudan kişinin hatırasına hakaret olarak kabul edilmiştir.
HAKARET SUÇUNDA MAĞDURUN İSMİNİN AÇIKÇA BELİRTİLMEMESİ (TCK M.126)
Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır. Anlaşılacağı üzere mağdurun isminin açıkça zikredilmesi gerekmemektedir. Burada önemli olan mağdurun kastedildiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlaşılmasıdır.
HAKARET SUÇUNUN DAHA AĞIR VEYA DAHA AZ CEZAYI GEREKTİREN YA DA CEZA GEREKTİRMEYEN HALLERİ
a) Daha ağır cezayı gerektiren hakaret suçu
Hakaret suçu basit ve nitelikli olmak üzere ikiye ayrılarak ele alınabilir. Bu ayrımın pratik önemi cezanın miktarında ve hakaret suçunun şikâyete tabi olup olmaması noktasında kendini göstermektedir.
Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde daha ağır cezayı gerektiren hakaret suçundan söz edilir. Burada kamu görevlisine “görevinden dolayı” hakaret edilmesi halinde daha ağır cezayı gerektiren hakaret suçunun meydana geleceğini vurgulamak gerekir. Örneğin polis memuruna yakalama işlemini gerçekleştirmesi esnasında hakaret edilmesi halinde daha ağır cezayı gerektiren hakaret suçunun meydana geleceği söylenebilir. Ancak aynı polis memuruna mesai saatleri dışında, söz gelimi trafikte, hakaret edilmesi halinde daha ağır cezayı gerektiren hakaret suçu meydana gelmeyecek basit hakaret suçundan söz edilecektir.
Hakaretin alenen işlenmesi halinde yine daha ağır cezayı gerektiren hakaret suçundan bahsedilecektir. Kişinin sosyal medya hesabında bir şahsa karşı hakaret etmesi halinde aleniyetin gerçekleştiği söylenebilir. Ancak 5 kişinin bulunduğu bir Whatsapp grubunda hakaretin gerçekleştirilmesi halinde hakaret suçunun alenen işlendiği söylenemeyecektir.
Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. Söz gelimi mahkemeye hakaret edilmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması neticesinde daha ağır ceza verilmesi söz konusu olacaktır.
b) Daha az cezayı gerektiren veya ceza verilmesine gerek olmayan hakaret suçu
Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir. Özellikle çekişmeli boşanma davalarına ait dava ve cevap dilekçelerinde taraflar birbirlerine karşı olumsuz değerlendirmelerde veya somut isnatlarda bulunabilmektedir. Bu halde mahkemeler söz konusu ifadelerin iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kalıp kalmadığını değerlendirmek zorundadır.
Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Söz gelimi yoldan geçen bir sokak köpeğine tekme atan şahsa karşı hakarette bulunulması halinde hakarette bulunan şahsa hakaretten dolayı verilecek ceza daha az olabileceği gibi hâkimin takdirine göre ceza verilmekten de kaçınılabilir.
Hakaret suçunun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez. Tokat atan şahsa karşı tepki olarak hakaret edilmesi halinde hakaret suçu oluşmasına rağmen hakarette bulunan şahsa ceza verilmeyecektir.
Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Burada karşılıklı hakaret suçu söz konusudur. Somut olayın özellikleri dikkate alınarak ceza indirime gidilebileceği gibi ceza verilmekten de vazgeçilebilir.
HAKARET SUÇUNUN İSPATI
Ceza yargılamasının gereği olarak hakaret suçu her türlü delille ispat edilebilir. Ancak bu delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesi gerekir. Bununla birlikte, hakaret içeren sözlerin ispatı başka şekilde mümkün olmaması halinde, mahkeme telefon veya failin rızası olmaksızın alınan ses kayıtlarını delil olarak kabul edebilecektir. Burada vurgulanması gereken bu kayıtların başka bir yerde kullanılması halinde mahkemede delil olarak kullanılamayacağıdır. Söz gelimi bu kayıtları sosyal medyada paylaşıp şahsı ifşa eden mağdur daha sonra söz konusu hukuka aykırı delilleri mahkemede delil olarak kullanamayacaktır.
HAKARET SUÇUNUN CEZASI
Basit hakaret suçunun ve aynı şekilde gıyapta hakaret suçunun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Daha ağır cezayı gerektiren hakaret suçunun cezası ise bir yıldan az olamaz. Yani bir yıldan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
Hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde ceza altıda bir oranında arttırılır. Hâkimin takdir edeceği ceza altıda bir oranında arttırılacaktır.
Kişinin hatırasına hakaret suçunun cezası da üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
HAKARET SUÇUNUN SORUŞTURMASI VE KOVUŞTURMASI
a) Şikâyet
Hakaret suçu genel olarak şikâyete tabi bir borçtur. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır. Mağdur, şikâyet etmeden önce ölürse veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikâyette bulunulabilir. Şikâyet süresi 6 aydır. Bu süre failin ve fiilin öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır. Bu sürenin geçirilmesi halinde şikâyette bulunulamayacaktır.
b) Uzlaştırma ve HAGB
Hakaret suçunun şikâyete bağlı olması nedeni ile hakaret suçu uzlaştırmaya tabidir. Bu nedenle kamu davası açılmadan önce uzlaşma prosedürü uygulanmalıdır. Aksi halde bu durum iddianamenin iadesi sebebi olacaktır.
Hakaret suçunda şartların oluşması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (HAGB) kararı verilebilecektir.
YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA HANGİ SÖZLERİN HAKARET KAPSAMINDA OLDUĞUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
1. “Lan” ifadesi hakaret olarak kabul edilemez. (Esas: 2019/ 21392, Karar: 2019 / 17038)
“İlk derece mahkemesi kararında, sanığın söylediği kabul edilen, "Benimle uğraşacağına, PKK ile uğraş, PKK'yı sen yüceltiyorsun, tutanağı saçma sapan tutacaksın lan" sözlerinin hükme esas alındığı ve temel ceza belirlenirken ceza alt sınırından uzaklaşılarak, iki yıl hapis cezası verildiği anlaşılmaktadır. Sanığın söylediği sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba sözler olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığından, Yüksek Daireniz kararına itiraz gereği doğmuştur. Kabule göre de, sanık hakkında temel ceza belirlenirken, 5237 sayılı TCK'nın 3, 61. maddelerine aykırı olarak, işlenen fiilin ağırlığıyla orantısız ceza verilmesi nedeniyle, itiraz gereği doğmuştur…”
2. “Beddua” niteliğindeki sözler hakaret suçunu oluşturmaz. (Esas: 2019/ 7321, Karar: 2020 / 4136)
“Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanık ...’nun, "Allah belanı versin" şeklindeki beddua niteliğinde olan sözlerinin, müşteki ve katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, hakkında mahkumiyet kararı verilmesi…”
3. “Karaktersiz”, “Terbiyesiz” gibi kaba sözler hakaret suçunu oluşturmaz. (Esas: 2018/ 462, Karar: 2020 / 143 ve Esas: 2019/ 8224, Karar: 2020 / 4447)
“Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen 'işini yapmıyor, karaktersiz herif' şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinde hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi…”
“Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda sanığın katılana hitaben: “Sen çok terbiyesiz bir adamsın.” şeklindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması…”
4. “Seni paramla satın alırım” ifadesi hakaret olarak kabul edilmemiştir. (Esas: 2019/ 8789, Karar: 2020 / 4519)
“Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Katılanın, sanığa hitaben "cebinizde beş kuruş paranız yok gelip burada konuşuyorsunuz" demesi üzerine sanığın, katılana söylediği, ‘seni paramla satın alırım’ şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi isabetsizdir…”