Boşanma Davası Ne Zaman Kesinleşir?
Mahkemenin eşler hakkında boşanma kararı vermesi ile çiftler hukuken boşanmış sayılmamaktadır. Hakimin eşler hakkında boşanma kararı vermesi yeterli olmamakta, verilen karar belli prosedürlerden sonra kesinleşmektedir. Hakim, açılan davada delilleri inceledikten sonra tahkikat aşamasının tamamlandığı kanaatine varır ise bir sonraki celse karara çıkacağını taraflara bildirir. http://taplink.cc/eryigithukukburosuHakim açılan davada, delilleri incelemiş, mahkemeye bildirilen tanıkları dinlenmiş ve tahkikatı gerektiren bir husus olmadığını görür ise verecektir. Mahkeme tarafından duruşmadan açıklanan karar, kısa karardır.
Öncelikle mahkeme, kısa karar sonrası gerekçeli olarak boşanma kararını yazacaktır. Gerekçeli karar, mahkeme tarafından verilen karardan sonra bir aylık yasal süre içerisinde yazılması zorunluluğu bulunmaktadır. Gerekçeli karar ile kısa karar çelişmemeli, aynı olmalıdır. Gerekçeli kararda, davacının davayı neden açtığı, taleplerinin ne olduğu, delil olarak neler bildirdiği ve davalının ise savunmadaki beyanları ile delillerinin ne olduğunu özetlemektedir. Bunun yanında gerekçeli kararda, dava aşamasında neler olduğu, delillerin değerlendirilmesi yer alarak vermiş olduğu kararın gerekçesi belirtilecektir. Kararda, hangi delile dayanarak karara vardığı da ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Görüldüğü üzere gerekçeli karar, kısar karar sonrası etraflıca yazılan bir karardır. Gerekçeli karar yazılmadan dosyanın kesinleştirilmesi için herhangi bir adım ya da yola başvurulamaz.
Anlaşmalı boşanma davasında da aynı durum geçerlidir. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar, duruşmaya girip tutanağa boşanma kararı yazılsa dahi karar kesinleşmiş olmayacaktır. Anlaşmalı boşanma protokolü, mahkeme tarafından duruşmada taraflar huzurunda tutanağa geçirilir. Ancak yine de mahkeme tarafından verilen kısa karar sonrası, gerekçeli karar, kısa karardan itibaren yasal süre olan bir ay içerisinde yazılmalıdır. Gerekçeli kararın yazılmasından sonra taraflara gerekçeli karar tebliğ edilecektir. Tebliğden itibaren yasal süre içerisinde taraflarca itiraz edilmeyen karar kesinleşmiş olacaktır.
Mahkeme gerekçeli kararı taraflara tebliğe çıkarılacaktır. Usulüne göre tebligat yapıldıktan sonra tarafların karara karşı temyiz süresi işlemeye başlayacaktır. Tebligat aşaması ile zaman kaybetmek istemeyen taraflar ya da tarafları gelemiyorsa tarafların vekilleri kararı, elden tebliğ alabilmektedir. Kararın posta yolu ile tebliğe çıkarılması taraflar adına kaybedecek bir zaman ise taraflar, davanın kesinleşmesinin hızlanması adına kalemden elden tebligat alınabilmektedir. Gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesinden sonra her iki taraf da karara itiraz etmezlerse itiraz süresi bittikten sonra karar kesinleşmiş olacaktır.
Mahkeme karar için kesinleşme şerhi hazırlayacak, Nüfus Müdürlüğüne boşanma bildiriminde bulunacaktır.
Gerekçeli kararın yazılmasında sonra taraflar temyizden feragat ettiklerine dair mahkemeye dilekçe verirlerse kararın kesinleşmesini hızlandırmış olacaklardır.
Taraflara ulaşan karar sonucu eşlerden biri ya da her ikisi boşanma kararına karşı temyiz yoluna başvurdukları takdirde karar kesinleşemez. Temyiz yoluna başvurduktan sonra mahkeme kararı onarsa karar kesinleşecektir.
Mahkemenin Vermiş Olduğu Karara İtiraz Yolu
(İstinaf, Bölge Adliye Mahkemesi)
Boşanma davası sonuçlanan ve gerekçeli kararı yazılan mahkeme kararına karşı tarafların her ikisi ya da birisi karara itiraz etme hakkı bulunarak dosyanın bir üst merciye gönderilmesini talep edebilmektedir. Taraflara tebliğ edilen gerekçeli karara itiraz süresi, taraflara tebliğden itibaren 14 gündür. Bu süre içerisinde itiraz edilmediği takdirde karar, kesinleşmiş olacaktır.
Yerel mahkemenin vermiş olduğu karara itiraz edilecek olan mahkeme Bölge Adliye Mahkemeleridir. Diğer adıyla istinaf mahkemeleridir. İstinaf mahkemeleri, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu nihai karara karşı başvurulan kanun yoludur. İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu karara itiraz eden taraf, karara itirazının gerekçelerini gösterdiği takdirde, istinaf incelemeyi bu nedenlere göre de yapacaktır. Ancak itiraz eden taraf, yeni bir iddia ya da savunma ileri süremez. Mahkemenin vermiş olduğu karar, mahkeme esnasında öne sürülen iddia ve savunmalara göre verilmiştir. Aynı durum deliller için de geçerli olup yeni bir delil sunma itiraz yolunda öne sürülemeyecektir.
İstinaf mahkemesinde, yerel mahkemenin vermiş olduğu karar denetlenecek ve mahkemenin yerinde bir karar verip verilmediği incelenecektir. İstinaf mahkemesi, gerekli gördüğü vakit mahkemenin vermiş olduğu karar üzerine yeniden inceleme yapabilecektir. İstinaf mahkemesi, yerel mahkeme tarafından toplanan delili yeniden toplama ya da tanıklardan birisinin yeniden dinleyebilir veya dilekçedeki tebligatın usulsüz olduğunu belirtip tebligatın yeniden çıkarılmasını talep edebilir.
İstinaf Mahkemesi Tarafından Verilecek Olan Kararlar
İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması ve davanın esastan reddine kararını verebilir. Davacı tarafın açmış olduğu davanın kabulüne karar vermiş ise verilen karar, esastan reddedilecektir.
İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılarak düzeltilmesi kararı verebilecektir. Mahkemenin vermiş olduğu kararda, usulen ve esasen bir aykırılık olmadığı kanaatine varmış ancak gerekçesinde hata yapılmış ise yalnızca kararın düzeltilmesine karar vermektedir. Buna örnek ise boşanma davasında, davacının davası kabul görmüş ve davalı kusurlu bulunmuş ancak gerekçesinde kusurlu bulunan davranışlar yanlış tanımlanmış ise istinaf düzeltme kararı verebilecektir.
Yerel mahkemenin vermiş olduğu karar, istinaf mahkemesi tarafından yerinde görüldüğü takdirde istinaf yoluna başvuranın başvurusunun reddine olarak karar verecektir. Taraflar istinaf başvurusuna yasal süre içerisinde başvurmamış ise de aynı sonuçla karşılaşılacaktır.
Yerel mahkemenin vermiş olduğu karar, yanlış bulunursa ilk derece mahkemesi kaldırılarak yeni bir karar verilmesi sağlanacaktır. İstinaf mahkemesi, mahkemenin vermiş olduğu kararı kısmen ya da tamamen kaldırma durumunda dava hakkında gerekli kararı verecektir.
İstinaftan ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararda hukuka aykırılık tespit edilmemiş ise karar kesinleşmemiş olacaktır. Üstelik verilen kararda temyiz yolu açık ise ve kararın istinaftan gelmesi sonrası temyize başvurulmuş ise karar kesinleşmeyecektir. Temyiz süresinde itiraz edilmemiş ya da temyiz edilmiş ve Yargıtay onama kararı vermiş ise karar kesinleşmiş olacaktır.
Yargıtay, istinaf mahkemesi tarafından alınan kararı yalnızca hukuki yönden inceleyecektir. Bu nedenle Yargıtay, istinaf mahkemesinin vermiş olduğu karara karşı ya onama ya da bozma kararı verecektir.
Boşandık Dosya Temyize Gitti, Temyizden Ne Zaman Döner?
Boşandıktan sonra temyize giden dosyaların mahkemeye ne kadar sürede döneceği konusunda kesin bir süre verilemez. Üst dereceli mahkemelerin iş yoğunluğuna göre değişiklik göstermektedir. Ancak Bölge Adliye Mahkemelerine giden dosyalar ilk açıldığı vakit, genellikle 1-2 ay içerisinde karara çıkmakta iken uygulamada dosya biriktiğinden bir ya da bir buçuk yılı bulabilmektedir.
İstinaf mahkemesinden dönen karar, istinaf başvurusunun reddine karar vermemiş ise karar kesinleştirme işlemleri yaptırılamayacaktır. Nitekim istinaftan gelen dosya adına verilen karar adına temyiz yolu açık ise dosya Yargıtaya gönderilecektir. Yargıtaya gönderilen dosyalar adına verilecek olan kararlar ise bir yıldan az sürmemektedir. Yargıtayda da bir ya da bir buçuk yıl kadar sürmektedir.
Dosya Yargıtayda İken Boşanmaktan Vazgeçme? (Dosya Yargıtaydayken Davadan Vazgeçme)
Aile mahkemesinde görülmekte olan boşanma davanız Yargıtayda ise boşanma dosyanız henüz kesinleşmemiş demektir. Aynı zamanda artık yeni düzenleme ile boşanma davasının karara çıkması ile itiraz yolu olan istinaf mahkemeleridir. Bu nedenle istinaf mahkemesinde, diğer adıyla bölge adliye mahkemesinde olan dosya henüz kesin bir karara varmamış demektir. Mahkeme tarafından verilen karar, kesinleşene kadar dosyadan feragat edilebilir. Boşanma dosyanız bölge adliye mahkemelerinde ya da istinafta ise dosya kesinleşmemiş demektir, dosya kesinleşmediğinden dosyadan feragat edilebilmektedir.
Boşandıktan Sonra Kimlikteki Medeni Hal Nasıl Değiştirilebilir?
Boşanma dosyasında mahkeme tarafların boşanmasına karar vermiş, verilen karar kesinleşmiş ise kimlikteki medeni halin değişiminden bahsedilebilecektir. Boşanma davası sonuçlanmış ve mahkeme tarafların boşanma talebini reddetmiş ya da taraflar hakkında ayrılık kararına varmış ise tarafların boşanması gerçekleşmemiş olacaktır. Tarafların resmi olarak evliliğinin bitmesi adına taraflar hakkında boşanma kararı verilmiş ve karar kesinleşmiş olacaktır. Ancak ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar, istinafta ya da Yargıtay’da ise tarafların evliliği bitmemiş olacaktır.
Ancak bazı mahkemeler uygulamada, kararına itiraz edilmiş olsa dahi tarafların yalnızca boşanma kararını kesinleştirebilmektedir. Şöyle ki; mahkeme tarafından verilen boşanma kararına taraflar itiraz etmiyor ancak boşanmaya bağlı verilen diğer kararlara (tazminat, nafaka, velayet gibi) dair verilen karara karşı itiraz edilmiş ise boşanma kesinleştirebilmektedir. Taraflar, istinaf yoluna başvurdukları dilekçede, boşanma kararına dair itiraz yoluna gitmediklerini ve boşanma kararını kesinleştirmek istediklerini açık olarak belirtmelidir. Yargıtay, mahkeme tarafından verilen kararının tamamı kesinleşmeden taraflar adına verilen boşanma kararının kesinleştirilmemesi gerektiği görüşündedir. Bu nedenle de çok az sayıda mahkeme kalemi, boşanma kararının kesinleştirmesine dair böyle bir uygulama yapmaktadır.
Kararın kesinleşmesi üzerine mahkeme tarafından bir hafta içerisinde Nüfus Müdürlüğüne boşandıklarına dair bildirimde bulunulur. Bildirim sonrası nüfustan kimlik değişimi yapılabilecektir. Nüfus Müdürlüğüne yapılacak olan bildirim, vatandaş tarafından değil, kalem tarafından yapılacaktır. Vatandaş yalnızca müzekkerenin Nüfus Müdürlüğüne ulaşması sonrası işlemlerini yaptırmak için başvuruda bulunabilecektir.
Boşandıktan Sonra Kadın Eşinin Soyadını Kullanabilir Mi?
Kadın evlenmek ile kocasının soyadını almaktadır. Kadın, boşandıktan sonra evlilik öncesi soyadını yeniden almaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nda kadının boşandıktan sonra eski eşinin soyadını kullanması için belli koşullar sıralamıştır. Kadının kocasının soyadını kullanmasında menfaatinin olduğunu ve bunun eski eşine zarar vermeyeceğini ispatladığı takdirde mahkeme kadının bu soyadının kullanmasına izin verir.
Kadının kocasının soyadını boşanma sonrasında kullanmasında menfaati olması önemli bir şarttır. Evlenerek kocasının soyadını alan kadın, kocasının soyadı ile tanınmış ve isim yapmış ise kadının menfaati olmuş olacaktır. Bunun yanı sıra Yargıtay, kadının kocasının soyadı ile üniversite diploması alması, yüksek lisans tezinde ya da sertifika gibi belgelerde kocasının soyadının geçmesinde de menfaati bulunduğu kanaatine varmıştır.
Boşanma davası esnasında soyadını kullanmaya devam etmesi konusunda talep etmesi gerekmektedir.
Taraflar anlaşmalı boşanma yolu ile boşanma yolunu tercih etmiş ve kadın, kocasının soyadını hala kullanmak istiyor ise protokol maddesine mutlaka eklenmelidir. Anlaşmalı boşanma kararı verilecek olan duruşmada, mahkeme tarafından protokol tutanağa geçirilmeli ve gerekçeli kararda da bu hususun yazılıp yazılmadığı özellikle bakılmalıdır.
Boşanma davasından sonra kadın, kocasının soyadını almak adına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde dava açmalıdır. Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde dava açılmaz ise dava açma hakkı zaman aşımına uğrayacaktır.
Boşandıktan Sonra Kadın Çocuğuna Soyadını Verebilir Mi?
Soyadı, kişilerin kimliğini belirlemede önemli olan bir unsurdur. Kadınlar, boşandıktan sonra eşinin kullanmış olduğu soyadı da kalkar ve evlenmeden önceki soyadını kullanmaya başlarlar. Bazı durumlarda, boşanma halinde kocasının soyadını kullanmak isteyen kadın şartların olması halinde kocasının soyadını kullanmaya devam edebilecektir.
Ancak boşanan kadın kocasının soyadını almamış ise çocuk babanın soyadını kullanmaya devam edecektir. Velayet hakkı kendisine verilen kadın çocuğun soyadının kullanması konusunda bir tasarruf yetkisine sahip değildir. Anne, çocuk ile farklı soyadını kullandığı için resmi ve günlük işlerde problemlerle karşılaşabilmektedir. Bu nedenle anneler, mutlaka yanlarında kesinleşmiş boşanma kararını da taşımak zorunda kalmaktadır. Annelerin böyle bir problem yaşamaması adına, annelere çocukların soyadını değiştirme hakkı tanınmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, annenin çocuğun soyadını vermesi adına talebini kabul etmiştir.