(1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması http://taplink.cc/eryigithukukburosu veya alıkoyması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
(3) (Ek: 6/12/2006 – 5560/10 md.) Kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK Madde 234 Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması, suç olarak tanımlanmıştır. Böylece bu maddeyle çocuk üzerindeki velâyet veya vesayet hakları korunmaktadır.
Söz konusu suç, onbeş yaşını bitirmemiş olan çocuğun kaçırılması veya alıkonulması suretiyle gerçekleşir. Ancak, bunun için cebir veya tehdit kullanılmasına gerek yoktur. Ayrıca, çocuğun velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya baba ya da üçüncü derece dahil kan hısmı tarafından kaçırılmış veya alıkonulmuş olması gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında, söz konusu suçun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, kaçırma veya alıkoyma fiillerinin cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde faile daha ağır ceza verilecektir. Keza, kaçırılan çocuğun oniki yaşını bitirmemiş olması hâlinde de ceza artırılacaktır.
TCK 234 (Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/6618 Karar : 2018/4712 Tarih : 27.06.2018
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun anne ile baba olması karşısında, somut olayda boşanma neticesinde velayet yetkisi elinden alınmış sanığın, iki çocuğunu katılanın rızası dışında kaçırıp alıkoyması eyleminde, mağdurun katılan anne olduğu gözetildiğinde, sanığın müsnet suçtan bir kez mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde çocuk sayısınca iki kez mahkumiyetine hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/1222 Karar : 2018/3101 Tarih : 24.04.2018
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Müştekinin açtığı boşanma davası sırasında suç tarihinde on iki yaşından küçük olan çocuk üzerindeki velayetin tedbiren baba olan sanıktan alınıp dava süresi boyunca müşteki anneye verilmesinin ardından sanığın kurulan şahsi ilişki kapsamında olay günü çocuğu müştekiden aldıktan sonra zamanında teslim etmediği tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla, mevcut haliyle sanığın eyleminin TCK’nın 234/1, 234/2. maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Kanunun 234/3. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/7509 Karar : 2018/2723 Tarih : 11.04.2018
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun 5271 sayılı CMK’nın 253/1b-7. maddesi gereğince uzlaşmalık suçlardan olduğu nazara alınıp 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilerek uzlaşma girişiminde bulunulduktan sonra neticesine göre işlem yapılması gerekirken, yargılamaya devamla mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık aleyhine müşteki tarafından Bursa 2. Aile Mahkemesinde açılıp 2011/112 Esas sayılı dosyada derdest olan boşanma davasında sanıkla çocuk arasında şahsi ilişki tesisine ilişkin verilen 29.09.2011 tarihli ara karara istinaden çocuğu alıp süresinde teslim etmeyen sanıkla ilgili kamu davası açıldığı anlaşıldığından, mahkemece velayetin eşlerden birisine tedbiren verildiğine ilişkin bir ara kararı olmaksızın sadece şahsi ilişki kurulmasına yönelik ara kararın atılı suçun oluşumu için yeterli olmadığı gözetilerek, mahkemesinden söz konusu dosyanın aslı veya tasdikli suretinin temin edilip suç tarihi itibariyle velayet hakkının sanıktan alındığına ilişkin mahkeme kararı olup olmadığı araştırıldıktan sonra neticesine hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/2779 Karar : 2018/2051 Tarih : 20.03.2018
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
5237 sayılı TCK’nın 234/3. maddesinde yer alan çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda korunan hukuki yararın velinin aile hukukundan kaynaklanan velayet hakkı olduğu ve şikayet hakkının da dosya içerisinde yer alan nüfus kayıt örneğine göre mağdurenin babası …‘a ait olduğu gözetilip öncelikle davadan haberdar edilerek altı aylık şikayet süresinin tamamlanıp tamamlanmadığının belirlenmesi amacıyla müşteki …‘nın fiili ve faili öğrenip öğrenmediği ve öğrenmişse ne zaman öğrendiği tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/10204 Karar: 2018/170 Tarih: 10.01.2018
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun anne ile baba olması ve çocuk Turhan’ın velayet hakkına sahip annesi Nazile’nin, kovuşturma evresinde alınan mahkeme ifadesinde sanıktan şikayetçi olup davaya katılmasının ardından yüzüne karşı verilen beraat hükmünü temyiz etmemesi karşısında, Turhan’a yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 10.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/8829 Karar: 2018/138 Tarih: 09.01.2018
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek dosya incelendi.
5237 sayılı TCK’nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda onsekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun anne ile baba olması ve yaşı küçük Esra’nın annesi Hülya’nın, sanıktan şikayetçi olup davaya katılmasının ardından yokluğunda verilip usulüne uygun şekilde tebliğ edilen beraat hükmünü temyiz etmemesi karşısında, Esra’ya tayin edilen vekilin anılan kararı temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca Reddiyle, incelemenin reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 09.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/8987 Karar: 2017/2510 Tarih: 09.05.2017
Katılan vekilinin, sanıklar haklarında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
TCK’nın 234/3. maddesinde düzenlenen suçun mağdurunun kaçırılan yada alıkonulan çocuğun kanuni temsilcisi olduğu ve nüfus kayıt örneğine göre suç tarihinde onaltı yaşı içerisinde bulunan mağdure bu suçtan zarar görmesi söz konusu olmadığından vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığı gibi bu suç yönünden verilen katılma kararı da temyiz hakkı vermeyeceğinden, vekilin anılan hükümlere yönelik temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan verilen düşme hükmünün incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen düşme hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanıklar haklarında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Dosya içeriğine göre, onbeş-onsekiz yaş grubundaki mağdurenin cebir, tehdit veya hile kullanılmaksızın sanıkla rızasıyla kaçıp diğer sanığın evinde kaldıklarının anlaşılması karşısında, eylemlerinin TCK’nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturduğu gözetilerek, öncelikle sanığın 01.09.2009 tarihinde mağdureye yönelik işlediği çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan dolayı Bartın Cumhuriyet Başsavcılığının 04.09.2009 gün ve 2009/3785 soruşturma, 2009/96 Karar sayılı tefrik kararı ile ana dosyadan ayrılan diğer soruşturma dosyasının akıbeti de araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/8899 Karar: 2017/870 Tarih: 22.02.2017
Sanık … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
24.11.2015 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Sayılı ilamı ile 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden verilen kısmi iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık … müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık … ve suça sürüklenen çocuk …‘in diğer sanık …‘ı tanımadıklarını belirtmeleri, … da sanık … ile suça sürüklenen çocuk …‘i tanımadığını ve atılı suçları işlemediğini beyan etmesi, mahkemenin atılı suçların mağdurenin götürüldüğü inşaatta işlendiğine yönelik kabulü ve tüm dosya içeriğine göre, … üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiğine dair mahkûmiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilip şüphe sanık lehine değerlendirilerek müsnet suçlardan beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi,
Sanık … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma fuhuş suçlarından ve sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, fuhuş suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık …‘le ilgili olarak mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, suç tarihinden önce sanık …‘ın kaçırdığını beyan ettiği mağdureyi Tokat’ta yaşayıp akrabası olan diğer sanık …‘ın yanına götürmesini beyan etmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 16.09.2009 tarihli raporuna göre kendisinde mevcut zeka geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceği belirtilen mağdureyle birlikte İzmir’den otobüsle Tokat’a giden sanık …‘in, burada kendilerini karşılayan … teslim ederek ayrıldığı mağdureye iki hafta kadar sonra fuhuş yaptırıldığını duyunca onu alarak İzmir’e geri götürdüğü tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, sadece yolculuk süresince mağdureyi gören … mevcut zeka geriliği durumunu bilip bilmediği hususunun şüpheli kalması karşısında, mağdureye yönelik diğer sanıklarla beraber çocuğun nitelikli cinsel istismarı, fuhuş suçlarını işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter, türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek bu suçlardan beraati ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminin ise 5237 Sayılı TCK’nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturduğu nazara alınarak bu suçtan hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilmesi,
Sanık … yönünden kurulan mahkumiyet hükümleri ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede mağdurenin, evinde alıkonulduğu sanık …‘la birlikte yaşayıp fuhuş yapan … isimli sanığın da kendisini alıkoyup … işlediği nitelikli cinsel istismar eylemine katıldıktan sonra başka erkeklere fuhuş maksatlı temin ederek ilişkiye girmesini sağladığını belirtmesi üzerine yürütülen soruşturmada kimliği belirlenen sanık … hakkında atılı suçlardan mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de, mağdurenin aşamalarda … ismini bildirip ayrıntılı kimlik ve eşgal bilgisi vermemesi, sanığın mağdureyi tanımadığını belirtmesi ve … yönünden mağdureye teşhis işlemi yaptırılmaması karşısında, öncelikle sanık … ile mağdurenin temin edilerek teşhis işlemi yaptırılmasının ardından toplanacak delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Mağdureye yönelik diğer sanık …‘ın işlediği çocuğun nitelikli cinsel istismarı eylemine sanık …‘in ne şekilde katıldığı hususundaki deliller değerlendirilip gerekçelendirilmeden atılı suça TCK’nın 39. maddesi kapsamında katıldığının kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cebir, tehdit veya hileyle işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında sanık …‘in TCK’nın 109/1,3 -b,3-f, 5.maddeleri gereğince cezalandırılması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek TCK’nın 109/2,3-b,3-f,5. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Sanık …‘in, mağdureyle birlikte … evinde kaldıkları süre ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında mağdurede mevcut zeka geriliğini bilmesi karşısında, mağdureyi fuhuş maksadıyla başka erkeklere temin ederek ilişkiye girmesini sağlaması suretiyle bu kişilerin mağdureye yönelik nitelikli cinsel istismar eylemlerine TCK’nın 37. maddesi kapsamında asli iştirakte bulunması eylemlerinin hem 5237 Sayılı TCK’nın 227/1. maddesinde düzenlenen çocuğun fuhşu hemde aynı Kanunun 103/2. maddesinde düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarını oluşturduğu ve TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince sanığın ağır olan zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde çocuğun fuhşu suçundan hüküm kurulması,
Sanık hakkında bir suç işleme kararının icrası kapsamında mağdureyi değişik zamanlarda farklı kişilere fuhuş maksatlı temin etmesinden dolayı çocuğun fuhşu suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 227/1. maddesi gereğince ceza tayin edildiği belirtildiği halde anılan maddedeki cezanın 4 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası olduğu gözetilmeden, yetişkinlerin fuhşu suçuna dair TCK’nın 227/2. maddesinde yer alan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile adli para cezasını içeren düzenlemeye göre teşdiden uygulama yapılarak temel cezanın 3 yıl hapis olarak belirlenip bunun yanında adli para cezasına hükmedilmemesi ve koşulları oluştuğu halde zincirleme suçu düzenleyen aynı Kanunun 43. maddesiyle arttırım yapılmaması suretiyle cezanın eksik tayini,
Sanıklar … ile suça sürüklenen çocuk … haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya,toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık …‘ın, evinde birlikte kaldıkları süre ile tüm dosya içeriği göz önüne alındığında mağdurede mevcut zeka geriliğini bilerek onu diğer sanık …‘le birlikte fuhuş maksadıyla başka erkeklere temin ederek ilişkiye girmesini sağlaması suretiyle bu kişilerin mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismar eylemlerine TCK’nın 37. maddesi kapsamında aslen iştirak etmesi karşısında, eylemlerinin hem 5237 Sayılı TCK’nın 227/1. maddesinde düzenlenen çocuğun fuhşu hemde aynı Kanunun 103/2. maddesinde düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarını oluşturduğu ve TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince sanığın ağır olan zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde çocuğun fuhşu suçundan hüküm kurulması,
Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, sanıklar … ve suça sürüklenen çocuk …‘in savunmaları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanıklar … ile … ve suça sürüklenen çocuk haklarında mağdureye karşı işledikleri çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan dolayı eylemlerine uyan 5237 Sayılı TCK’nın 103/2. maddesiyle belirlenen temel cezaların koşulları oluşmadığı halde aynı Kanunun 103/4. maddesiyle arttırılması,
Sanıklar … ile … ve suça sürüklenen çocuk …‘in, mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cebir, tehdit veya hileyle işledikleri hususunda cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında TCK’nın 109/1, 3-b, 3-f, 5. maddeleri gereğince cezalandırılmaları yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek TCK’nın 109/2, 3-b,3-f,5. maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
Sanık … hakkında bir suç işleme kararının icrası kapsamında mağdureyi değişik zamanlarda farklı kişilere fuhuş maksatlı temin etmesinden dolayı çocuğun fuhşu suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 227/1.maddesi gereğince ceza tayin edildiği belirtildiği halde anılan maddedeki cezanın 4 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası olduğu gözetilmeden, yetişkinlerin fuhşu suçuna dair TCK’nın 227/2. maddesinde yer alan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile adli para cezasını içeren düzenlemeye göre teşdiden uygulama yapılarak temel cezanın 3 yıl hapis olarak belirlenip bunun yanında adli para cezasına hükmedilmemesi ve koşulları oluştuğu halde zincirleme suçu düzenleyen aynı Kanunun 43. maddesiyle arttırım yapılmaması suretiyle cezanın eksik tayini,
SONUÇ : Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafileri ve sanıklar …, …, … temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kısmen re’sen de temyize tâbi hükümlerin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/617 Karar: 2016/401 Tarih: 19.01.2016
Mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Kayden 1994 doğumlu olup suç tarihinde onyedi yaşı içinde olan mağdurenin 02.03.2011 tarihli duruşmada sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmesi ve her ne kadar 08.02.2012 tarihli celsede sanık …‘tan şikayetçi olmuş ise de, şikayetten vazgeçmeden rücunun mümkün olmaması karşısında, mağdurenin yaşı sebebiyle tayin edilen vekilin kamu davalarına katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin sanıklar haklarında reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve fuhuş suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan görülen kamu davasının düşmesi ve sanık … hakkında fuhuş suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen düşme ve beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Yazan: Av.Ramazan ERYİĞİT